Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | balık yağı | fish oil n. | ||
Danish landings processed into fish meal and fish oil total between 1 and 1.5 million tonnes of fish a year. Danimarka'da balık unu ve balık yağı olarak işlenen balık miktarı yılda 1 ila 1,5 milyon ton arasındadır. More Sentences |
||||
Gastronomy | ||||
Gastronomy | balık yağı | cod liver oil n. | ||
Children hate cod liver oil. Çocuklar balık yağından nefret ederler. More Sentences |
||||
Chemistry | ||||
Chemistry | balık yağı | fish oil n. | ||
Fish oil may have an effect on mental health and the symptoms of mental disorders. Balık yağı, akıl sağlığı ve ruhsal bozuklukların belirtileri üzerinde etkili olabilir. More Sentences |
||||
General | ||||
General | balık yağı | blubber n. | ||
General | balık yağı | spick [obsolete] n. | ||
Technical | ||||
Technical | balık yağı | cod oil n. | ||
Technical | balık yağı | train oil n. | ||
Gastronomy | ||||
Gastronomy | balık yağı | cod-liver oil n. | ||
Fishery | ||||
Fishery | balık yağı | gurry n. | ||
Archaic | ||||
Archaic | balık yağı | train n. |
Turkish | English | |
---|---|---|
Industry | ||
Industry | oksidize balık yağı uygulanması sonrası derinin sıkılması ile elde edilen yağlı bir madde | degras n. |
Technical | ||
Technical | menhaden balık yağı | menhaden fish oil n. |
Food Engineering | ||
Food Engineering | balık karaciğer yağı | fish-liver oil n. |
Marine Biology | ||
Marine Biology | balık yağı, gübre, yem ve balık unu üretiminde kullanılan, abd'nin atlantik kıyısına özgü bir balık | manhaden n. |
Marine Biology | balık yağı, gübre, yem ve balık unu üretiminde kullanılan, abd'nin atlantik kıyısına özgü bir balık | brevoortia tyrannis n. |
Marine Biology | rusya'ya özgü, yağı değerli olan bir balık | sandre (lucioperca sandre) n. |
Zoology | ||
Zoology | eritilmiş balık yağı artığı | fenks n. |